18 Şubat 2017 Cumartesi

düşler durağından.

bazı anlar var hayatımızda.
belki 1 dk belki 2 saat belki hafta belki de bir ömür.
bizi değiştiren derinden etkileyen.
süresinin önemi olmaksızın bize dokunan.

belki kafamızda kurdukça kıymeti artan belki de kıymeti zaten çok fazla olan.

kader ya da tesadüf sen nasıl uygun görürsen.

ne dersen.

yaşadıkça değiştiğimiz, saplandığımız anılar.
anı demek doğru olur mu pek de bilemiyorum açıkçası.
şayet kafamın içinde yaşamaya devam ediyorsam geçmiş zaman uygun olur mu?
şimdiki zaman mı kullanmalı?
türkçe bile tıkanıyor bazen.
türkçe bile susmayı tercih ediyor.

derler ya ademin elmaya olan tutkusu yasak olmasından süregelir.
doğru diyorlar.

olmadığını, olmayacağını bildiğimiz yerlerde, bilmediğimiz duyguları bekliyoruz.
gelmeyeceğini anladığımızda bi' daha uğramamak üzere ayrılıyoruz o duraktan.
peki ne zaman anlıyoruz gelmeyeceğini?
geç mi kalıyoruz?
geç kalmak da iyidir aslında.
beklerken yazılmaz mı tüm şarkılar, şiirler.
diğer bekleyenlere hediye,ışık olsun diye.
dinlemez misin şarkıları, okumaz mısın kitapları en yalnız kaldığında?
iki olmayı, yoldaş olmayı sever insanoğlu.
adem de sever.
havva da.

ama bazı hayaller daha güzeldir.
bilir bunu insanoğlu.
gerçekleşmeyeceğini bilerek bekler bazen.
beklemek güzeldir:
daha iyi anlarsın okuduğunu, dinlediğin müzik duraktaki rüzgarın esintisini hatırlatır bi anda.
çünkü bestecinin de ilham kaynağıdır o rüzgar.
tanırsın bekleyeni/beklemiş olanı.
(tanıdık bir esinti)
(tanıdık bir esinti 2)

çünkü düşler, ucu bucağı gözükmeyen bir kuyudur.
bu yüzdendir kafandakiyle gerçeğin uymaması.
gerçek biter ya düşler?
bu yüzden değil midir hayal kırıklıkları?

kafandakini anımsatan her şey hediye gibi gelir sana
şarkıların böylesine sevilmesinin, romanların bu kadar tutulmasının başka bir nedeni var mıdır?

gerçekler bu kadar anlamsız ve zorken  en güzel kaçış hayaller değil midir zaten?
yediğin yemek bile hayalinde daha güzel tat vermez mi damağına?
hayalin beden bulması sana ve zihnine muhtaçtır.
sever insanoğlu 'tanrıcılık' oynamayı.
ama somut ve soğuk gerçeğin hep bir bedeni yok mudur?
sensiz de senle de aynıdır.
gerçeklerin acı, hayallerinse bir o kadar tatlı olma nedeni budur aslında.

yazarken betimlediğin ile gerçekteki ne zaman aynı olur ki?
o zaman yazmanın kalır mı değeri ?

belki de ferhatın şirine olan aşkı yazı olarak güzeldir.
hiç bilir misin ferhatın hayatını?
bilir misin ferhatın gerçeğini?
güzeldir ama ferhatın düşleri.
güzeldir ama şirinin hayalleri.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder