14 Mart 2017 Salı

*mümessil

Özgün olmak.
Özgür olmak.
2 ayrı kavram.
Özden türeyen, özü belirleyen.

Sahi ne demek özgün olmak?
Farklı olmaya çalışmak mı, yoksa zaten farklı olmak mı?
Biliyorum, yoluydu yolcusuydu derken sıktım herbirinizi.
Ya gerçekleri söylediğimden ya da her gün görmediğiniz şeyleri gösterdiğimden.
Ama bu sefer sizden birini anlatacağım.

Belki de seni?

Farklı olmak için çabaladığın her an daha da sıradanlaşıyorsun, bilmezsin belki ama sıradan insanların amacıdır gösteriş.
Sıradan insanlar bağırır 'farklıyım' diye.
Nasıl da korkarsın sıradan olmaktan, nasıl da yakıştıramazsın kendine.
Merak etme dostum, esaretten güzeldir sıradanlık.
Sana ait bedende, sana ait olmayan bir ruhu 4 tarafı etle çevrili bir odaya hapsederek ne kadar özgün olabilirsin ki?
Ya da ne kadar özgürleşebilirsin?
Dedim ya özden gelen, özü belirleyen 2 kelime.

Sahi ne demek özgürlük?
Yapman gereken işi yapmamak mı özgürlük,yaptıktan sonra rahatlamak mı?
Her şeyi reddetmek mi, kabul etmek mi? 
Düzene karşı gelmek mi aksine düzenlemek mi?
Vazgeçmek mi, savaşmak mı?
Susmak mı, konuşmak mı?

Bu soruların tek bir cevabı var: Bakış açısı.

Her birimiz farklı pencerelerdeyiz, aynı manzarayı izliyoruz.
Kimimiz yerdeki çöpleri görüyor, kimi sadece gökyüzüne bakıyor.
Ama ne zaman birinin manzarasına sahip olmak istiyoruz o zaman kaybediyoruz,
Özgünlüğümüzü.
Özgürlüğümüzü.

Özümüzü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder